draw on

  1. (a) yaklaşmak.
    The winter is drawing on: Kış yaklaşıyor. (b) giy(in)mek, geçirmek.
    to draw
    on socks. (c) (gemi başka gemiye) yaklaşmak, (d) teşvik etmek, vaitlerle kandırıp söyletmek.
    He drew the prisoner on to tell his story. (e) silah çekmek.
    He drew on me and I was forced to defend myself.
sermayesini harcamak Verb
cepten yemek
hayalini işlemeye bırakmak Verb
maaşından çekmek Verb
tasarruflarından çekmek Verb
tasarruflarını harcamak Verb
hesaptan para çekmek Verb
yedeklerden çekme
birine poliçe keşide etmek Verb
birinin cömertliğinden yararlanmak Verb
ibrazında ödenecek poliçe keşide etmek Verb
birinden para istemek Verb
birinden para rica etmek Verb
tüttürmek Verb
içine çekmek Verb
bir nefes çekmek Verb
dumanını çekmek Verb
depo mevcuduna başvurmak Verb
rezervden çekmek Verb
yedek akçeyi kullanmak Verb
çabuk silah çekmek Verb
birine bir poliçe keşide etmek Verb
bir işten komisyon almak Verb
bir muameleden komisyon almak Verb
bir kaza hakkında rapor hazırlamak Verb
iyice nişan almak.
He drew a bead on the animal and fired.